Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, DSÖ’nün koronavirüs salgınının başından beri yaptığı öngörülerin çıkmadığını söyledi. Ceyhan, DSÖ’nün en makûsunun henüz yaşanmadığı güzergahındaki söylemelerinin de ikinci dalgayla alakalı yanlış öngörülerinden kaynaklandığını belirtti.

“DAHA MAKÛSUNUN OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”

Prof. Dr. Ceyhan, “DSÖ, hep ‘ikinci dalga göreceğiz’ diyor. Gerçekten ikinci dalga riskli bir şey. Dünyada daha birinci dalga bitmediği için ben ‘güzde ikinci dalga göreceğiz’ fikrine katılmıyorum. Birinci dalga sıfırlanacak ki ikinci dalga olsun. İkinci dalga İspanyol gribinden kalan bir tasvir. İspanyol gribinde ilk dalga bitiyor, bir zaman hadise görünmüyor, virüs değişinime uğrayarak daha makûs biçimde geliyor. O zaman ikinci dalgada ülkeler hazırlıksız tutuluyor. Olaylar bittiği için ihtiyatlar kaldırılıyor, hakimiyetsiz bir biçimde salgın, bir odaktan başlayarak dağılıyor. Oysa birinci dalgadaki dalgalanmalarda henüz ihtiyatlar bütün olmasa da kaldırılmamış, ülkeler de hazırlıklı. O surattan birinci dalgadaki hadise çoğalışlarını daha basit hakimiyet altına alıyorsunuz. Ben, şayet güzde hadise çoğalışları olacaksa bunun büyük sebebinin mekteplerin açılması, insanların tatilden dönüp iş yerlerinde kalabalık civarlarda buluşmasıdır, bunun birinci dalganın dalgalanmaları biçiminde olabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple daha makûsunun olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

“DÜĞÜNLER, NİŞANLAR DAHA TEHLİKELİ”

1 Temmuz’da tekerrür faaliyete başlayan reyin salonları ile tiyatro, sinema, düğün organizasyonlarıyla alakalı da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Ceyhan, şunları söyledi:

“Bunların hepsinin muhakkak oranda tehlikeyi var. O etrafta maske takma oranının düşmesi mevzubahisiyse sosyal mesafe eksiliyorsa tehlike çoğalıyor. İnsanlar ne kadar çok konuşuyorsa şarkı söylüyorsa ya da yüksek sesle konuşuyorsa süratli soluk alıp vermek başka bir deyişle hareket edilen bir etkinlik var ise o kadar tehlike çoğalıyor. Dolayısıyla hepsinde böyle bir tehlike var. Şayet hareket edilecekse şarkı söylenecekse haykırıp, çağıracak ise insanlar, düğünler, nişanlar katılanların da içinde bulunduğu etkinlikler daha tehlikeli. Hakimiyet sağlanabilir özellikle sinemalarda, tiyatrolarda sosyal mesafe sağlanabilir, insanların maske takıp takmadıkları hakimiyet edilebilir. Dolayısıyla oralarda tehlike daha düşük. Ama bir düğün civarında nişan ya da kutlama civarında bunu sağlamak daha güç olacaktır. Dolayısıyla insanların dikkatli olması gerekli. Oradan çıkacak 10-20 tane hadise, bir de orada bulunan enfekte olacak 65 yaş üstü kronik hastalıkları olan varsa dolayısıyla daha ağır izleyecektir. Özellikle kutlama biçiminde olan bir araya gelmelerde daha dikkatli olunması gerekli.”